BURDUR İL MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

Yusuf KAPLAN´dan İlimiz Eğitim Yöneticilerine Konferans

Yusuf KAPLAN´dan İlimiz Eğitim Yöneticilerine Konferans

Akademisyen Yazar Yusuf KAPLAN tarafından ilimiz genelinde görev yapan tüm eğitim yöneticilerine yönelik "Medeniyet Tasavvuru ve Eğitim Fikri" konulu konferans verildi.

Yusuf Kaplan KonferansYusuf Kaplan KonferansYusuf Kaplan KonferansYusuf Kaplan KonferansYusuf Kaplan KonferansYusuf Kaplan KonferansYusuf Kaplan KonferansYusuf Kaplan KonferansYusuf Kaplan KonferansYusuf Kaplan Konferans

 

KONFERANSTAN BAZI SATIR BAŞLARI

  • Çağını kur/a/mayan bir çağrı´nın varlığından, yaşayabildiğinden ve varlığını sürdürebildiğinden sözedilemez.
  • Genelde bir din´in, bir düşünce sistemi´nin, bir medeniyetin, özelde ise, insanın hakikatle ve hayatla ilişkisini sürgit sürdürmesini sağlayacak iki temel varoluş alanı vardır: Dikey eksen ve yatay eksen. İç dünya ve dış dünya. Bâtın ve zâhir. Öz ve kabuk. Hakikat ve suret. Asıl ve usûl. Norm ve form. Etika ve estetika. ´Dil´ ve üstdil. Birinci alan aslî, ikinci alan ise arızî´dir.
  • İnsanlık, çağa mahkûmiyet ve kendi´nden mahrumiyet gibi iki esaslı varoluş sorununa maruz kaldığı için Batı uygarlığının dışındaki medeniyetlerin çocuklarının ben-idraklerini, zaman idraklerini, tarih idraklerini de Batılı seküler-kapitalist algılama ve uygulama biçimleriyle tanınamaz hâle getirerek tarumar ediyor: Algı kapılarını kapatıyor, zihinlerini ve duyargalarını körleştiriyor.
  • Baktığı yerin ya da durduğu yerin, gördüğü şeyi belirlediğini, görme biçimlerini şekillendirdiğini nasıl da çabuk unuttu insan!
  • İnsan, özünü ve sözünü, dilini ve gözünü, idrak kapılarını ve görme biçimlerini yitirdi: Kendini de, dünyayı da başkalarının gözüyle, gözlüğüyle görüyor: Ödünç gözlerle, ödünç perspektiflerle, ödünç kavramlarla yaşıyor ya da yaşadığını sanıyor. Bütün insanlık, tarihe, ´eski çağ´, ´orta çağ´ ve ´yeni çağ´ olarak bakıyor artık: Batılıların dışındaki bütün medeniyetlerin çocukları kendilerini, kendi dünyalarını, kendi tarihlerini bile kendi perspektifleriyle, kendi değerleriyle, kendi metodolojileriyle, kendi ölçüleriyle değil, bizi ağlarına alan, çepeçevre kuşatan ve kendisine mahkûm eden bu çağın perspektifleriyle, değerleriyle, metodolojileriyle ve ölçüleriyle görüyor.
  • Medeniyet dillerine hâkim olmadan medeniyet yolculuğu yapılamaz.
  • Medeniyet dilini yitiren toplumlar, varlıklarını da, hayat-dünyalarını da, düşünme biçimlerini de, idrak yetilerini yitirmekten ve başka dillerin ve medeniyetlerin taklitçileri, figüranları ve hatta palyaçoları olmaktan kurtulamazlar.
  • Düşünce, dille üretilir: Medeniyet diliyle… Medeniyet dillerini yitiren toplumlar düşünemezler, düşerler sadece: Hem başkalarının peşine düşerler, hem de yere, sere serpe…
  • Medeniyet, özü, özsuyu hikmet olduğu için, hakikatin izini sürer. Uygarlık ise, özü ontolojik şiddet olduğu için, hakikatin izini siler,
  • İlim, hakikatin SÖZ hâli´dir. İrfan, hakikatin ´GÖZ´ / KALP GÖZÜ hâlidir. Hikmet´se hakikatin ÖZ hâli.
  • İlim, çağrı´dır: İlâhî çağrı. İrfan, çağ´dır: Nebevî çağ. Hikmet´se, çağlayandır: İlâhî çağrı´yla buluşan, nebevî çağ´la oluşan insanın, hakikati çağlayana dönüştürme çabası.
  • İlim, SÖZ´ü zenginleştirir. İrfan, ´GÖZ´ü derinleştirir. Hikmet´se, ÖZ´ü gürleştirir.

 

 


Şeker Evler Mahallesi Topraklık Caddesi No 6 15100 BURDUR - 02482331119 02482332289 02482331348 02482326293

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.